02 Kasım, 2007

PERİHAN BAYKAL

sana

şiir bağla misinanın ucuna
gömleğinle sar kırık dut dalını

anladım buzlu camı eritmekmiş sevda (Tanrının Günahı / Desibel)



Mustafa Ergin Kılıç genç bir şair… Onu iki üç yıl kadar önce, nette üye olduğum ilk edebiyat sitesinde yaptığı, üyelere ait şiirlere yönelik "acımasız" denebilecek şiir eleştirileriyle tanıdım. Doğrusu ya, ilk adım atışımdı sanal âleme, böylesi sitelerden haberim bile yoktu daha önce, gereksiz ve kıyıcı bulmuştum bu üslubu. Ama sonra, şiire gönül verdikçe, bu ödünsüzlüğü, belki biraz genç yaşının ve kişilik yapısının da beslediği bu şiir adına hırçınlığı anlar, hatta hak verir oldum. Bu, sevileni koruma içgüdüsünden başka bir şey değildi. Kolayın, vasatın, sıradanlığın, köylü kurnazlıklarının, kötü paranın cirit attığı bir ortamda biraz kişotvari bir şövalye tavrıydı. Mustafa Ergin Kılıç şiiri çok seviyordu, ve hep derim ya, herkesin bir sevme tarzı vardı ve evet, o, kıskanç, korumacı âşıklardandı.

Mustafa Ergin'i sürekli şiir çalışan, şiir bakan, şiir soluyan, şiirle yatan, şiirle kalkan, kafasında şiir denklemleri kuran bir insan olarak düşünüyorum. Genç yaşında üst üste üç kitap çıkarmış bir şair o: Lâlfabe, Beş Duyum ve Desibel.

Uzunca bir süredir elimde bu üç kitap. O bir sözcük, bir dize işçisi; bir yapı ustası. Bir sözcük onun için sadece bir sözcük değil. Bir olanaklar silsilesi; soyuldukça, bölündükçe yeni anlamlarla ışıyan bir saklı hazine; öpüldükçe yeni öpüşler çağıran bir nar içi dudak. Ve "her sözcük bir yara" şair için; "bulmadan, insanın ölemeyeceği"!

Lapseki'den lepiska bakışlı nehirden dönüyorum
mühürler yapıyor içeriksiz sesime

bir mendile desen
bir kalbe esen dilemek ten

mızraklarını saplayan maça kızı ziynet ten dönüyorum
dudaklarım iyi niyet dallarım keramet
maça değil naçar beyi olarak
çekirdeğimde hummalı mihnet ('ç ağlayan' adlı şiirden / Desibel)


Bu, çoktan bir tarz olmuş şairde. İlk kitabının ilk şiirinden beri sese, âhenk ögelerine, sözcük oyunlarına, yan ve çoğul anlamlara yaslanan bir şiir Mustafa Ergin'in şiiri. Sıkı, gereksiz dolgulara yer vermeyen ve kesinlikle başarılı, özgün bir şiir. Ama ben onun oyunu az, yalınlığı içinde anlam zenginlikleri barındıran şiirlerini de çok seviyorum ve küçük bir eleştiri olarak, bazı şiirlerinde, sözcük oyunlarının, bölmelerin, kesmelerin vs. kullanımında, şiirin çağıltıyla akıp bütünsel bir lezzetle bizi sarmalamasını güçleştiren bir doz aşımını görür gibi oluyorum. Yaratıcı, çalışkan bir şair Mustafa Ergin Kılıç. İzlemek kesinlkle ilham verici olacaktır. Eminim ki şiir için, şiir adına yapacağı daha çok şey var.

çin alfabesi

i
boş çerçevede resmi
resimde boş çerçeveyi görür

ii
kendi haline bırakır suyu

iii
acıyan çaydır kendinde durdukça
bir gece ansızın akıtır demini ('şairin yüzündeki alfabe' şiirinden / Lâlfabe)

Hiç yorum yok: