02 Kasım, 2007

ŞİİR YIL(GIN)LIKLARI! // DENİZ SUYU KASESİ 2007

Geçtiğimiz yıl başladığım bu yıl da ikincisine yine PATİKA’da devam ettiğim Genç Şair Genç Şiir Yazabiliyor mu? Soruşturmasında da aslında şiir yıllıklarından yola çıkmıştım. Zira her yıl farklı şairlerce düzenlenen ve her defasında sönmüş yanardağları patlatan, halen yanan dağların sönmesine meyil veren, tarafsızlığı yıllardır edebiyat gündemini meşgul eden yıllıkları başlangıç noktası almıştım kendime. Çünkü genç şiirin ölümünü ilan ettikten sonra ve Türk şiirinin kısır döngüsünü yenemediğini vurgulaya vurgulaya şiire zarar vermekten çekinmeyen üstatlarımızın, bir taraftan da her yıl yılın 100 şiiri, bu yılın en iyileri altında hazırları şiir yıllıklarına genç şairleri de dahil ederek, Türk şiirini bir tarafta yerden yere vururken diğer tarafta bunun seçmelerini yapmaları inanın beni çok şaşırtmıştı. Hem de bu yere göğe sığmaz eleştirileri, o yılın şiir yıllıklarında; seçtikleri şiirlerin önünde yapmaları bir hayli ilgi çekici gelmişti! Hatta birçoğunda kendi şiirlerine de yer vermelerini yadırgamadım desem yalan olur.

En son Haydar Ergülen söyleşimde sorduğum gibi “Yıllardır konuşulan tartışılan Türk şiirinin gelemediği nokta sizce nedir? Nereye gelmek istemiştir de gelememiştir Türk şiiri? Ve neden?” sorusuna verdiği cevaptan yaptığım alıntı olaya biraz daha ışık tutacaktır.

Böyle bir sorun olduğunu bilmiyordum, sorunuz vesilesiyle öğrenmiş oldum. Bu ‘nokta’ neresidir, kim tarafından ve nasıl belirlenmiştir, Türk şiirinin o meçhul ‘nokta’ya gelemediğine hangi ‘yetkili merci’ karar vermiştir ?

Bugün gelinen nokta da yavaş yavaş yıllıklar niteliklerini kaybettiği gibi artık biraz daha saf tutma, hatta safları sıklaştırma, birbirini kollama noktasına gelmiştir. Her ne kadar hazırlanan yıllıklarda taranan dergiler adı altında 40-50 dergi ismi geçse de, yıllıklarda yer verilen şiirler belli başlı dergilerde yayınlanan şiirlerden öteye geçememiştir. Ki acı olan yıllıkları hazırlayan şairlerin baskın olduğu ya da kendi çıkardığı dergilerinde yoğunlaşmaktan öteye gidememiştir.

Bu şu demektir belli başlı dergilerin dışında yoğun emek ve istekle hazırlanan bugün Türk edebiyatının kalbini tutan, nabzını ölçen birçok şairinde şiirlerine yer verildiği dergiler yok sayılmıştır. Olayı öznelleştirmek istemiyorum ancak bunu vurgulamadan da geçemeyeceğim. Geçtiğimiz yıllar da PATİKA’da Ahmet Uysal’dan Altay Öktem’e, Şükrü Erbaş’tan Salih Bolat’a, Zeybep Uzunbay’dan Çiğdem Sezer’e, Özkan Mert’ten Zerrin Taşpınar’a kadar geniş bir yelpazeyi barındıran şiirler yayımlamamıza rağmen, hiçbir yerde adımıza rastlanmamıştır. Yine genç şairler olarak geçtiğimiz yıl genç şair dosyası bünyesinde ben de dahil olmak üzere; Ertan Yılmaz, Kadir Aydemir, Selahattin Yolgiden, Onur Caymaz, İsmail Cem Doğru, Serkan Işın, Burak Tokcan, Nilay Özer gibi Türk edebiyatının genç ve özgün seslerine PATİKA yer vermiştir. Bu arkadaşların PATİKA’da yayınlanan hiç bir şiiri seçkilere girememiştir. Ama “büyük!” dergilerde yayımlanan bazı şiirleri yıllıklara girme başarısını! göstermiştir. Burada ilk olarak sorulması gereken ya PATİKA çok küçük bir dergidir! Ya da bunca değerli şairin “kötü” şiirlerini yayımlamıştır ya da başarısız şiirleri hep PATİKA’ya denk gelmiştir. Burada ikinci olarak sorulması gereken, şiir yıllıkları mı hazırlanmaktadır yoksa bazı şiir dergilerinin yıllıkları mı? Tabi bunu her hazırlanan yıllık için de söylemek haksızlık olabilir.



Yine çok ilginç bulduğum bir saptamaya daha değinmek istiyorum. Birçoğu kendini sol şiirde önceleyen ve bu kulvarda yazdığı şiirlerle edebiyatımızda yer tutmuş yada öyle görünen şairlerimizin yıllıklarında muhafazakar ve koyu muhafazakar diye adlandırılan, evrensel ve toplumcu şiire kapalı dergilerden (Dergah, Merdiven Şiir, Hece, Fayrap, Derkenar, Yedi İklim gibi) bir çoğunda yayınlanan şiirleri yıllıklarına dahil etmelerine rağmen; o kesimden şiir yıllıkları hazırlayan şairlerden duruşu ve tavrı belli olan ama edebiyatta büyük bir yer tutan Edebiyat ve Eleştiri, Damar, Yaba, Nikbinlik, Tan Edebiyat, Bireylikler, Evrensel Kültür gibi dergilerden şiir almamaktadırlar. Edebiyatta böyle bir ayırdın olmaması gerektiğini savunan, gerçek şiirin varolmasını isteyen bir şair olarak bunları görmek ve belirtmek hayli üzücüdür.

Yine çok değerli şair Veysel Çolak’ın hazırladağı Toplumun Şiir Yüzün’de Aktalpa, Dize, Yazılıkaya, Mor Taka gibi dergilere sıklıkla yer verilirken, Baki Asiltürk’ün hazırladığı YKY Yıllığında bu dergilere çok az rastlanmamaktadır. Yoğunlukla Kitaplık dergisi olmak üzere muhafazakar edebiyat kimlikleriyle öne çıkan dergilere de sıklıkla yer verilmiştir. Eğer gerçek şiir bu kanalda da akmakta ise (ki hiç şüphesiz mesela bende İbrahim Tenekeci ve İsmail Kılıçarslan şiirlerini benimserim ve daha birçok şair sayabilirim) tabiki tarafsız bir yaklaşım sergileyip bunlara da yer vermek gerekmektedir. Ancak bu ekibin çıkardığı yıllıklarda yukarıda saydığım dergileri geçin, edebiyatın çok daha ortasında duran ve geneline hitap eden dergilere dahi rastlanmamaktadır. Netice de neden peki bu yıllıklar bu isimlere yer vermektedir demiyorum. Soru mu ortalık bir yere bırakıyorum. Umarım bir kaldıran bulunur!

Yukarıda adı geçen iki yıllıktaki en önemli saptama birçok şairin aynı şiirine yer vermiş olmalarıdır (Bu şairlerin dışındaki isimler gerçekten çok farklılıklar gösterebilmektedir). Bu doğru şiir tercihinin ve ortak payda da buluşulmuş olmanın bir göstergesi midir? Yoksa bu şairlerin az şiir yayınlaması neticesinde, hem bir jest olması hemde yıllıklarda yer almaları gerektiği düşünüldüğünden şiirlerine yer mi verilmiştir? Bilememekteyim. Bunları sayacak olursak; V.B.Bayrıl (Avcı), Aydın Afacan (geceleyin gül yanar), Adnan Özer (Kağıt Gemi), Roni Margulies (Son), Enis Batur (Srinivasa Ramanujan, 1910), Ayten Mutlu (Keşke), Ahmet Telli (Siyahkar), İsmet Özel (Orta Yaşlı Bürümcüğün Ninnisi), Erdoğan Alkan (Yarasa), Arif Damar (Deniz)

Bir diğer önemli saptama da Yasakmeyve dergisinin edebiyatımızda önemli bir yer tuttuğu tartışma götürmemesine rağmen, bazı yıllıklara fazla şiir verememesidir. Ancak edebiyatımıza bu yıl hoş gelen değerli şair Turgay Fişekçi’nin yayın yönetmenliğini yaptığı Sözcükler birçok şiirle katkıda bulunmuştur. Bu da sevindirici bir taraftır. Yine Mustafa Fırat’ın yayın yöyetmenliğini yaptığı Mühür edebiyat atağını başarıyla sürdürmektedir. Yine Şiiri Özlüyorum edebiyatımızın mihenk taşlarından biri olduğunu göstermiş, başarılı şiirlerle yıllıklarda yer almıştır.

Bence olgunluğunu çoktan tamamlamış (bazıları yeni de olsa) edebiyat dergiciliğinde öncü olmaya aday Yaratım, Ünlem, Hayal, Lacivert, İle, Öteki-siz gibi dergilerin çok üzerinde durulmamıştır. Ya da durulsa bile genel dağılıma baktığınızda belki de bir şiirle yer almaktan öteye geçememişlerdir.

Gelinen nokta bize şunu söylemektedir. Biraz daha şiire taraf olunmalıdır. Şiirin tarafında durulmalıdır. Çünkü şiir kendidir. Seçilmeyince şiirliğinden hiç bir şey kaybetmez. Toplumu, bellekleri, kalpleri zorlar. İnsana hayatında yararlı hasarlar bırakır. Tedavisi mümkün olmayan derin oyuklar açar!

Son söz şiir hepimizi ıslah etsin.

Hiç yorum yok: