Sözcüğü bulmakla yetinmiyor, onu yontuyor, cilalıyor, başka ışık ve anlamar yükleyip şiire yerleştiriyor. İşte şiirlerini okuduğumuzda prizmamızdan geçen sözcüklerin bol ışıklı, bol çağrışımlı olmaları ve belleğimze kodlanmaları bundandır. Şiiri okuyup bitirdiğimiz halde iç dünyamızda spotların yanıp sönmesi, slayt gösterisinin sürmesi bundandır.
Şiirine biçim - biçem, ses - anlam dengesini her zaman tutturmayı başarıyor.
DEM'de yayımlandı "yaralı anlam" şiiri. O zamandan bu yana bir şeyler yazmak istedim, notlar aldım. Her seferinde farklı şeyler düşündüğümü, farklı cümleler kurduğumu anımsıyorum. Bugün yazdıklarım da farklı, yarın yazacak olsam yine farklı şeyler yazacağım, biliyorum. Ama yazacaklarım şiir adına olumlu şeyler olacak kesin... Şiir de bu değil mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder